vuslatyeri
  => 8. Sayı (Temmuz 2007)
 
 




8. Sayı (Temmuz 2007)   


  Editörden A. Cihangir İŞBİLİR

Mahşerde görüşelim!

Seneler önceydi…

‘Haşir Risâlesi’ diye bilinen Onuncu Sözü ezberliyordum.

Her bir Sûret, her bir Hakîkat çok kuvvetli delillerle öldükten sonra dirilmeyi, Mahkeme-i Kübrâ’yı, âhireti ispat ediyordu ve akıl gözümle mahşeri yaşıyordum âdetâ…

Ezber etmek için onlarca defa okunan sayfalar beyin hücrelerimi bile diriltmişti.

Görür gibi inanmak buydu herhalde.
  Sermayesiz tevekkül Dr. Yusuf Bahadır DEREN
 Elbette ki “Tevekkül, esbâbı bütün bütün reddetmek değildir.” Tabii ki sebepler değerlendirilecek ve uygun bir davranış belirlenecek. Hatta sebeplere riâyet edip hareket etmek “bir nevî duâ-i fiilî” hükmüne geçecek.
 
Bizlerin en büyük eksikliği ise bu aşamadan sonra başlamaktadır. “Müsebbebâtı yalnız Cenâb-ı Hakk’tan istemek ve neticeleri O’ndan bilmek ve O’na minnettar olmak” yerine sürekli sebepleri zorlayarak, tevekkül ve teslimiyetin getireceği sabır ve metanetten uzaklaşırız.
 
 
  Vicdanla bir hasbihâl Kürşad İMANLI
 Oysa ben son bulmayacak ve beni terk etmeyecek bir sevgilim olsun istiyorum. Öyle bir sevgili ki, benim ve bütün irtibat kurduğum ve alâka duyduğum şeyleri bir daha elimden çıkmamak üzere verecek bir sevgilim olsun istiyorum. Kısaca kemâli, cemâli, ihsânı ve kudreti sonsuz olan bir sevgili istiyorum.

Allahım! Bütün rûhumla ve canımla ve bütün his ve duygularımla idrak ile itiraf ediyorum ki; Sen varsın. Sen birsin. Vallâhi de varsın, billâhi de birsin. Ya Rabbi seni en önce vicdânımdan soruyorum.
 
 

  Hilye-i Saâdet Yusuf BİLEN
 Hat san’atında başlı başına bir form olan “Hilye” Hz. Peygamber (asm)’in maddî-manevî vasıflarını ifâde ile birlikte, yüksek bir grafik değeri hâizdir.
 
Klâsik bir formu olmakla beraber, hattatların san’ât seviyelerine, hürmet ve muhabbetlerini ifâde tarzlarına, kültürel alt yapılarına göre kompozisyonlarında değişiklikler olmuştur ve olmaktadır. Sahîh rivâyetlerle Hz. Peygamber’i (asm) anlatmak; her inananın, gönlünde tecelli eden şekliyle Peygamber (asm)’ın tasavvur edip, bağlanmasına imkân vermektedir. Bu ise, putları yıkan bir îman anlayışına elbette daha uygun gelecektir.
 

  İslâm kültür ve uygarlığının batı dünyasına etkisi Murat İNCEİMAMOĞLU
 Avrupa Haçlı seferlerinde İslâm topraklarını alamadı. Haçlılar bu seferlerde milyonlarca kayıp verdiler, fakat bir buçuk asırdan fazla süren bu sekiz Haçlı muharebesi Avrupa’nın İslâm medeniyetini tanımasına sebep oldu.

Haçlı seferlerinin, Avrupa’da iki büyük neticesi olmuştur: Orta çağda, maddî kuvvetler şövalyelerin, manevî kuvvet de Papalığın elinde idi. Krallar bu iki kuvvete karşı kukla durumunda idiler. Bu sebeple Batıda tam manasıyla devlet yoktu. Avrupa, Şarkta devlet gördü ve Haçlı seferleri, onları devletten mahrum eden o iki kuvveti sarsarak, krallar hâkimiyetine meydan verdi. (1)
 

Tevhid hakîkati Osman AKTAŞ
 Ey genç! Sana birkaç kelime öğreteyim Allah’ın emirlerini ve yasaklarını gözet ki Allah’ta seni gözetsin. (Evet) Allah’ı gözet ki O’nu karşında bulasın. Dileğin varsa Allah’tan dile, yardım isteyecek olursan

Allah’tan iste, ve bil ki bütün ümmet toplanıp sana bir menfaat dokundurmaya çalışsalar ancak senin için Allah’ın yazdığı bir şeyin menfaatini dokundurabilirler. Kezâ bütün ümmet sana bir zarar dokundurmak üzere biraraya gelseler Allah’ın seni hakkında yazdığı bir şeyin zararından başkasını sana dokunduramazlar.

 
  İnsanlığın rahatı Cavid SARACOĞLU

 Görürken eşyadaki mükemmel icraatı,
Etmediler ilâhî kanuna murâatı.
Maddecinin ektiği şu seratan-ı hayatı,
Mesmum hale getirdi mübârek ziraatı!

Zehirlendi hem insan, hem de kurt-kuş bu yüzden,
Maddî, manevî zarar gelir deyyus yüzsüzden!
Şimdiki nesl-i cedîd sanki farksız öksüzden,
Bid’atla doldu âlem, gitti ruhun rahatı!

  Mücahitler ve sabredenler Abdullah Mesud KURT


Kur’ân-ı Kerîm’de: “Îman edip hicret edenler ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihâd edenler, Allah katında derece itibarıyla daha büyüktürler. İşte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.(Tevbe, 9.20) ve
Ey îman edenler! Allah’tan sakının! O’na (yaklaşmaya) vesile arayın ve (O’nun) yolunda cihâd edin ki kurtuluşa eresiniz.(Mâide, 5.35) buyruluyor.

Allah yolunda savaşanların yani mücahidlerin O’nun indinde çok büyük makamlara kavuşacakları ve felâha ermek isteyenlerin yine O’nun yolunda cihad etmekle buna nail olabilecekleri bu âyetlerden anlaşılmaktadır.


  Nakîbül-eşrâflık  
Ahmet Said GÜNDÜZ

Evet, Âl-i Beytin efrâdı ise, itikâd ve îman husûsunda sâirlerden çok ileri olmasa da, yine teslîm ve iltizâm ve tarafgirlikte çok ileridedirler. Çünkü İslâmiyet’e fıtraten ve neslen ve cibilliyeten taraftardırlar. Cibillî taraftarlık zaîf de olsa, şansız da olsa, hattâ haksız da olsa, bırakılmaz.
 
Nerede kaldı ki, gâyet kuvvetli gâyet hakîkatli gâyet şanlı bütün silsile-i ecdâdı bağlandığı ve şeref kazandığı ve canlarını fedâ ettikleri bir hakîkate taraftarlık, ne kadar esaslı ve fıtrî olduğunu, bilbedâhe hisseden bir zât, hiç taraftarlığı bırakır mı?

  Ömür Mehmet GÖKCAN
 
 
 
 Akıp giden tatlı ömrüm nihayet buldu.
Divanda yatarken sevenlerin gözü doldu.
Böylece dostlardan ayrılmak bizi buldu.
Beni görenlerde gerçek gözlerine doldu.
Bir telaş oldum herkese yayılan haberimle.
Dostlar müteessir, ahbaplar kederimle.
Ben şimdi baş başa kaldım kaderimle.
Yakmaz inşallah Rabbim artık cürümümle.
 
Allah’ı bilmek varlığını bilmenin gayrıdır İlyas RAMAZANOĞLU
 (O), hikmeti dilediğine verir. Kime de hikmet verilirse, artık şüphesiz (ona) pek çok hayır verilmiş demektir.(Bakara, 269)

Muhyiddin Arabî Hazretleri Fahreddin Razî Hazretlerine bir mektup yazarak:
Allah’ı bilmek varlığını bilmenin gayrıdır” demiş. Yani meselâ, “İstanbul’u kim fethetti?” diye sorulsa hemen Fatih Sultan Mehmed denilir. Fakat “O’nu tanır mısınız, nasıl bir insandır?” diye sorulsa belki çok kimse bunu bilemez. Yine “Başbakan kimdir?” diye sorulsa hemen “Filan kişidir” denilir. Peki, “Kendisini tanır mısınız?” diye sorulsa yakından tanımayanlar fazla tanımadıklarını söylerler. Yani bilmek ayrıdır, tanımak ayrıdır.
  Şahs-ı mânevî Muhammed ÇETİN
 Her ferd için, maddî ve manevî olmak üzere Cenâb-ı Hakkın ihsan ettiği iki şahsiyet vardır. Kişinin maddî şahsiyeti, maddî varlığından ibarettir. Şahs-ı manevî ise aile, çevre, vazife, hizmet, şeref ve kişinin etkisinde bulunan bütün alanları kuşatır. Allah’ın her ferde verdiği maddî varlık, diğer ferdlerden farklı özelliklere sahip olduğu gibi, şahs-ı manevîsi de diğerlerinden farklıdır.

Mesela, bir cemaati teşkil eden zatın şahs-ı manevîsi o cemaatin genişliğine ve büyüklüğüne göre büyük olur. Bir devleti idare edenin şahs-ı manevîsi ise etkili olduğu alana ve o devletin büyüklüğüne göre olur.
 
  Yakîn Mehmed Lütfi EYMEN
 Camları koyu renkli, trafikte düzgünce seyreden bir aracın şoförünü görmediğimiz halde o aracın kendiliğinden hiçbir araca çarpmadan gidemeyeceğini, dolayısıyla bir şoförün varlığını hiç şübhe etmeden kabul ederiz. Hiç kimse o aracın kendi kendine gittiğine bizi ikna edemez.

Uçağa binen bir kimse uçağın varlığını hakkalyakîn hissettiği halde o uçağın uçuş prensiblerini bilmeyebilir.
 
Yine görmediği bir kurşun ile yara alan bir kimse kurşun yarasını hakkalyakîn hissettiği halde ne kurşunu görmüştür nede kurşunun tabancadan atılması ile ilgili teknik bilgiye sahiptir.
  Risâle-i Nûr’un âhiret inancını isbâtı ve haşrin delilleri Cemaleddin ŞENER

 “Ey bizi nimetleriyle perverde eden sultanımız!
Bize gösterdiğin nümunelerin ve gölgelerin asıllarını, menba’larını göster.
Ve bizi makarr-ı saltanatına celbet.
Bizi bu çöllerde mahvettirme.
Bizi huzuruna al.
Bize merhamet et.
Burada bize tattırdığın leziz nimetlerini orada yedir.
Bizi zeval ve teb’îd ile tazib etme.
Sana müştak ve müteşekkir şu muti raiyetini başı boş bırakıp i’dam etme.”

 

  Ölümü öldürmek Metin Said SERDENGEÇTİ
 İnsanlığı, tarihi boyunca meşgul eden üç mühim sual olmuştur. Neciyim, nereden geliyorum ve nereye gideceğim? Semavî dinler haricinde hiçbir fikir, bu konuda doyurucu ve anlamlı bir açıklama getirememiştir. Binaenaleyh din kavramı, insanlığın hem dünya hem de âhiret hayatının rehberi olması hasebiyle, mesele bu çerçevede anlaşılmalı ve anlatılmalıdır.

Dünyaya gelişimizden bu güne kadar yaşadığımız hayat serüveni içerisinde karşılaştığımız zahirî, somut meseleler; hayata gelişimizin öncesi ve sonrasında ve yaşadığımız andaki meselelerin arka planında olanları ötelememize, bazen de hiç gündeme almamamıza sebep olmuştur.
 

Âhiret inancının dünyadaki faydaları Muhlis AYDINLI
 Hukuklarına tecavüz edilen ve burada haklarını almayan mazlumlar; zalimlerden haklarının alınıp kendilerine verilecek düşüncesini sağlayan âhiret inancıyla tam teselli bulabilirler.

Her insan Cennet gibi bir hayat yaşamak ister. Bu istek yaradılışın gereğidir. Bir şey isterse en iyisini ister. Güzel bir hayatla beraber ebedî yaşamak ister. Küçücük midesinin ihtiyacını gidermeye çalıştığı gibi bütün duygularını da doyurmak ister. Hatta öyle duygulara sahiptir ki ebedî bir yaşamdan başka hiçbir şey o duyguları tatmin edemez.
 
  “Haşir” deyin ve dirilin! Mehlika YAĞMUR
 İnsan! Lezzetlere meftun mahlûk.
Öyle istek ve arzularımız var ki peşinde koşturduğumuz; dünyanın vefasızlığını, istek ve arzularımıza bir türlü cevap veremeyeceğini hatta ve hatta bir üzüm tanesi yedirse on tokat vuracağını bile biledir bu koşuşturmamız. Bu yüzdendir insanoğlunun yakınışları, yıkılışları ve bunalımları.
 
Bazen olur ki bu kısa vadeli lezzetleri yakalayamayıp emellerimize ulaşamadıkça hüsrana düşer, yorulur, yıkılır ve kendimizi dünyanın en bahtsız insanı sayarız. Oysa yeniden dirilişe, âhiret aleminin varlığına iman eden bir insanın ümitsizliğe düşmesi, bunalımlara giriftar olması acaba ne kadar makuldür?
  Dünya ve âhiret Murat DARICIK
 Dünya ile âhiret iki ayrı âlemdir. Fakat birbirleri ile çok sıkı münasebetleri vardır. Bu iki âlemin sınırları gayet ince bir perde gibi olup hemen birinden diğerine bir perde açmak gibi gayet kolay ve çabuk geçilir.

Aynı zamanda bu iki âlem arasında gayet uzak bir mesafe ve uzun yollar ve arada bambaşka âlemler de vardır. Onları kat edilerek birinden diğerine geçilebilir.
  Solmayan AŞK Nur SİRAÇ

 Gönül kulağınıza gelen bir musikî mi var alemden?
İşte; zerresinden güneşlerine ‘Aşk’ diyor bu alem.
Aşkın bestesini yapıyor, güftesini okuyor
Ve adeta kainat gergefinde ‘Aşk’ dokunuyor..
Kalb-i insan da bu ahenge dahil olmuş,
Ve ‘Aşk.. aşk’ diyerek, aşka müptela olmuş.
Aşkla var olmuş şu koca kainat gibi,


  Hakîkî Hayat: Âhiret Hayatı  

 Selman ÇETİNTÜRK

Evet Cenâb-ı Hak insanı ihmal etmemiştir. İnsan nev’inin en büyük en ehemmiyetli ve en umumi olan beka duâsını, lika duâsını, ebedî hayatı ve ebedî saadeti, bütün müştemilatıyla beraber âhiretin ve cennetin yaratılmasıyla kabul etmiştir.

Hayatın saadetini lezzetini râhatını istiyorsanız, hayatınızı iman ile hayatlandırınız, feraiz ile ziynetSlendiriniz, günahlardan ictinab ile de muhafaza ediniz.



Allah u Teâlâ insanlara hizmet edenleri seviyor  

 KASAD-D Başkanı OP. DR. GÜLHAN CENGİZ’le mülâkat

1950 doğumlu Gülhan Cengiz, ilköğrenimini Erzurum Aziziye İlkokulu’nda tamamladı. Memur bir babanın kızı olan Cengiz, lise eğitimini de İskenderun’da bitirdi. 1974 yılında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Vakıf Gureba Hastanesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı’nda baş asistanlık görevi yaptı. HEKVA, HIKDE gibi sivil toplum kuruluşlarında bulunan Cengiz, “Kadın ve Aile” adlı dergide de sağlıkla ilgili yazılar yazdı. Evli olan Cengiz, halen Kadın Sağlıkçıları Dayanışma Derneği’nin başkanlığını yapmaktadır.


  Sizden gelenler  
 İNANIYORUM Kİ İRFAN MEKTEBİ
sayesinde artık ulaşamadığımız yerlere, kişilere rahatlıkla ulaşabileceğiz inşaallah. Aslında bu hep düşündüğüm ve istediğim bir şeydi. Gerçekleştiğini duyunca, görünce, elime alıp okuyunca, “İşte bu!” dedim. Fikir edenlere, harekete geçenlere, emeği geçenlere, yazdıkları harfler adedince teşekkürler.

Bizler de inşaallah denizde damla misali, duâlarımızla, çalışmalarımızla, desteğimizi sürdürürüz; gayret bizden, muvaffakiyet Allah’tan.
 
 
Kalemlerle cihad yapılan şu zamanda Allah kalemlerinize, kalemlerimize güç versin. Allah sizlerden ebeden, dâimen râzı olsun.
Güler Sevinç
 

  Bulmaca  

 

 

 

 

Geçen ayki dergimizde bulunan bulmacanın cevabını burada bulabilirsiniz.

 
  Bugün 9 ziyaretçi (39 klik) kişi burdaydı!


REKLAM WERMEK İÇİN İLETİŞİM REKLAM WERMEK İÇİN İLETİŞİM

 
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol