vuslatyeri
  => 19. Sayı (Haziran 2008)
 



19. Sayı (Haziran 2008)    


  İlahî rahmeti, ilahî inâyeti ve ilahî adâleti çağıran duâ: Tesânüd A. Cihangir İŞBİLİR

“İste kulum, vereyim!” diyen Allah  (cc) ‘tesânüd’ü o kadar seviyor ki; dayanışmanın ve yardımlaşmanın olduğu her yerde muvaffakiyet yaratıyor.

Ve bu yüzden mü’min kullarını ikaz ediyor: “İnkâr edenler de birbirlerinin dostlarıdırlar. Eğer siz bunu (birbirinizle yardımlaşmayı) yapmazsanız, yeryüzünde bir fitne ve büyük bir fesat olur!” (Enfal, 73)

 

  İnsan ve âfâk Metin Said SERDENGEÇTİ

 Rabbimiz insanın yaratılış gayesini kendini yaratana kulluk olarak tayin etmiştir. Enfüsi dairede en mühim mesele tayin edilen bu hali muhafaza etmektir. Dolayısıyla insan ilgi ve alaka kurduğu şeylerde, “Bu şey beni Allah’a kulluğa yakınlaştırıyor mu, yoksa uzaklaştırıyor mu?” sorusunun cevabını aramalıdır. Esas mevzudan hiçbir zaman uzaklaşmamanın gayreti içerisinde olmalıdır.

  Bir tabiatçı ile münazara M. Zakir ÇETİN
 “Ey insanlar! Şu şaşkın felsefecileri dinlemeyiniz!”

“İtiraf ettiğinize binaen nasıl oluyor da o şuursuz kanunlar, ancak sonsuz bir şuurla yapılabilecek işleri yapıyorlar. Bu, cebinde beş kuruş parası olmayan birisinin millete milyarlarca para yardımı yapması gibi akıl ve mantığın kabul etmesi mümkün olmayan bir iştir. Hâlbuki bu işleri yapmak için sadece şuur da yetmiyor. Nihâyetsiz kudret, ilim ve irade gibi birçok sıfatların da bulunmasıyla ancak bu işler olabilir.”
  Canlının Zerresi: Hücre M. Zakir ÇETİN
 Dr. Hilmi AKŞAMOĞLU

“Allahım! Bizi, hakikati gördükten sonra sapanlardan eyleme!”

“Hücre çekirdeği” valilik binası gibidir. Orada hücrenin gelmiş geçmiş bütün kimlik bilgilerinin bulunduğu ve hayat programının yazılı olduğu “kromozom” denilen kütüphaneler ve çok sayıda bilgiyi depolayan bilgisayarlar bulunur. Hormonun buraya getirdiği mesaj büyük bir titizlikle kontrol edilir ve mesaj işleme konulur. İşlem genellikle gelen mesaja uygun bir protein üretme işidir. Üretim için; kromozomları oluşturan “DNA” denilen sarmal yapıların bir kısmının kopyalanması gerekir.

  Yaptığımız İbadetlerden Neden Zevk Alamıyoruz ?  
 A. Zeynep KILIÇ
Öncelikle bilinmesi gereken; insan yaratılış gayesi olan ibâdeti zevk almak için değil sadece Allah (cc) rızası için yapmalıdır. İbâdetten zevk alınmaması ibâdetin terki için geçerli bir sebep olamaz. İbâdet lezzetine engel olan manevi hastalıklardan ve ilaçlarından bir kaçını şöyle sıralayabiliriz...

İçimdeki Rehbere İnanıyorum! H. Gökhan KARAÇİVİ

Büyük bir gemi düşünün, bir limandan diğer bir limana aldığı yükü taşıyan büyük bir gemi... Kaptanı, o güzergâhta ne kadar tecrübeli olsa da bir seyir haritası mevcuttur; mümkün oldukça o seyir haritası takip edilerek yolculuk devam eder. Yolculuk süresince seyir kayıt altına alınır.

Bu gemi seyrinin, mecaz olarak kullanıldığı edebî eserlere rastlamışsınızdır.

  Sınav Öncesi Son Taktikler M. TEBER

 Bizim ülkemiz bir sınav ülkesi. Özellikle Haziran ve Temmuz aylarında her hafta sonu bir sınav yapılıyor. Bu sene bu aylarda bizi bekleyen sınavlar şöyle:

8 Haziran OKS

15 Haziran ÖSS

21 Haziran 6. Sınıf SBS

22 Haziran 7. Sınıf SBS

22 Haziran Yabancı Dil Sınavı (YDS)

28 Haziran Kamu Personeli Sınavı (KPSS)

29 Haziran Kamu Personeli Sınavı (Devamı)

5 Temmuz Motorlu Taşıt Sürücü Adayları Sınavı

13 Temmuz Dikey Geçiş Sınavı (DGS)

  “Sultan Selim’e Biat Etmişim” Feridun ŞAMİL
 Yavuz Sultan Selim, 1467 tarihinde Amasya’da doğdu. Küçük yaştan itibaren Kur’an-ı Kerim, tefsir, hadis ve fıkıh dersleri yanında yüksek fen ilimlerini de öğrendi. Arabî ve Farisî’yi mükemmel bir şekilde konuşurdu. Edebiyata fazlasıyla meraklıydı. Biri Türkçe, diğeri Farsça iki Divanı vardır. O, büyük bir şair, kuvvetli bir kumandan ve yüksek bir devlet adamıydı.
  Gidiyorum Ufuk ABDÜLKERİM


İşte geldim, işte gidiyorum.

Meleğim geldi beni götürmeye.

Vedalaşmaya zamanım var mı? Bilmiyorum.

Ayrılığın acısı içinde gidiyorum.

  Hazkil Aleyhisselam’ın Kıssası  
 Zafer ZENGİN

Sizler yokluk derelerinde iken, hiçbir şey iken, hatta hiçbir şey bile değilken sizleri yaratan zatın, öldükten sonra yeniden diriltmesinden mi şüphe ediyorsunuz? Hâlbuki O (size göre) zor olanı, ilk yaratmayı yapandır. Madem aklınız bunu anla(ya)mıyor. İşte size Hazkil Aleyhisselamın kavmi. Onlara baksanıza, çürümüş kemikler bir emirle nasıl bir araya geliyorlar. Toprağa karışmış bedenler nasıl bir anda toplanıyorlar. Ölümle cesetten ayrılan ruh nerede olursa olsun Kadîr-i zülcelâlin emrine icâbet edip can evine nasıl süratle geri dönüyor. İşte âhiretteki yaratılışınız da bunun gibi kolay olacaktır. Aklınız ve kalbiniz hiç şüpheye düşmesin, mutmain olsun.

İhlasa Erdirilmiş Kullar Kudret UĞUR

 Sâd Sûresi’nin sonlarında Allah (cc)’ın meleklere ve İblis’e eşref-i mahlûkat olarak yarattığı Hz. Âdem (as)’a secde etme emri ve gelişen hadiseler anlatılır. Kısaca değinirsek Cenâb-ı Hakk insanı çamurdan yaratır ve ona kendi ruhundan üflediğinde ise meleklerin ve İblis’in hemen secde etmelerini ister. Melekler itaat ederken İblis şahsi mülahazalarının neticesinde söz dinlemez ve huzurundan kovulur. Fakat İblis lanetlenip, kâfirlerden olduğu halde, Allah’tan kıyamet gününe kadar mühlet ister. Maksadı ise “güya” kendisinin insandan daha hayırlı olduğunu ispat etmektir. Der ki: “O halde senin izzetine yemin ederim ki, mutlaka onların hepsini azdıracağım, ancak onlardan İHLÂSA ERDİRİLMİŞ kulların müstesnâ.” Böylece Sâd Sûresi beş âyet sonrasında nihâyet bulur ve yerini Zümer Sûresine bırakır.

  Ahiret Nedir?  

 www.sorusorcevapbul.com

Kâinata baktığımızda her şeyin bir ömrü, dolayısıyla da bir eceli olduğunu görmekteyiz. Bugün bilimin de kabul ettiği gibi dünya ömrünün sonuna doğru yaklaşmaktadır.

Dünyanın sonu İsrâfil (as) isimli meleğin Sûr’a üflemesiyle olacak, kıyâmet tüm dehşetiyle kopacak, bütün canlılar ölecektir.

Ahiretin kelime mânâsı “son” demektir..

Âhiret kelimesinin manası: Arapçada ‘son, sonraki’ anlamına gelen ‘âhir’ kelimesinin müennesidir. Dünyadan sonra gidilecek son ve asıl mekânımız olan ebedi âlemin adıdır.

Âhirete iman, imanın altı esasından birisidir.

“Onlar ki sana indirilene ve senden önce indirilenlere iman ederler, onlar âhirete de kesin olarak inanırlar” (Bakara, 4)

  Milletlerarası Bedîüzzaman ve Risâle-i Nur Sempozyumu İstanbul’da gerçekleştirildi  

 Milletlerarası Bedîüzzaman ve Risâle-i Nur Sempozyumu yüksek bir katılımla 24 Mayıs Cumartesi günü İstanbul’da gerçekleştirildi. Hayrat Vakfı, WADAH (Malezya Milletini Aydınlatma Cemiyeti), ABİM (Malezya Müslüman Gençlik Teşkilatı) ve İDSB (İslam Dünyası STK’ları Birliği) işbirliği ile gerçekleştirilen ve 20 tebliğin sunulduğu sempozyuma Malezya, Sudan, Mısır, Suriye ve Türkiye’den pekçok akademisyen, âlim, sivil toplum temsilcisi ve kanaat önderi katıldı.

Malezya’dan Ahmad Azam Abdurrahman, Dr Mohd Nor Monutty, Dr Muhammad Uthman El-Muhammady, Madam Rossılawaty Sherıff; Sudan’dan Prof. Dr. Suliman Osman Mohamed Toula, Prof. Dr. Abdelrahim Ali Mohamed İbrahim, Yard. Doç. Dr. Ahmed fadlullah ahimeir, Suriye’den Şeyh Mahmud Ebu’l-Huda El-Huseynî; Mısırdan Prof. Dr. Safsafi Ahmed El Mursi El Katuri, Prof. Dr. Hilmi El-Kaud, Prof. Dr. Muhammed Ata, Dr. İhab Said En-Necmi, Sadık Tanrıkulu; Türkiye’den ise Ali Kurt, Bülent Güner, Muhlis Körpe, Zakir Çetin ve Münir Salih’in konuşmacı olduğu sempozyum açılış konuşmasını Ahmet Semiz yaptı.

  İslâm Dünyası  

 Irak’ta son durum

Irak’ın huzuru önündeki en büyük engel ise hiç şüphesiz işgalin devam etmesi. Bu kaos hali, 16 milyar dolarlık bir yolsuzlukla birlikte, yüzbinleri bulan sivil katliamı, alt yapı yokluğu, sefâlet ve yoksulluğu beraberinde getiriyor. Dünyanın en zengin petrol rezervlerine sahip ülkesinin halkı tarihin en acı trajedilerine mahkûm ediliyor. Irak, Hülagü’den Bush’a zulüm çarkının sahnesi olmaya devam ediyor.

Bugüne kadar yaklaşık 700 bin insanın öldüğü ve 50’yi aşkın silahlı grubun faal olduğu Irak’ta bir başka sorun mültecî veya göç sorunu. İşgalin başladığı günden bu yana 4.2 milyon insan yaşadığı yeri terk etmek zorunda kalmış durumda. Bu krize son yüzyılda Filistinlilerin başına gelen felâketten sonra ikinci mültecî krizi denilebilir. Özellikle son iki yıldır artarak devan eden mezhep çatışması bu krizi daha da alevlendirmiştir.

  Aşure  

 KUR’ÂN HÂMİLİ

Abdullah b.Mesud (ra) der ki:

“Kur’ân hâmili,

İnsanlar uykudayken, gecelerini değerlendirmesiyle,

İnsanlar iftar ederken, (oruç tutarak) gündüzünü değerlendirmesiyle,

İnsanlar her şeye atılırken, verâsı ile,

İnsanlar kurnazlık yaparken, tevazûsu ile

İnsanlar sevinçli iken hüznü ile

İnsanlar gülerken, ağlaması ile

İnsanlar konuşmalara dalarken, suskunluğu ile

TANINMALIDIR.

Bulmaca  








Geçen ayki bulmacanın cevabına buradan ulaşabilirsiniz.
 
  Bugün 8 ziyaretçi (37 klik) kişi burdaydı!


REKLAM WERMEK İÇİN İLETİŞİM REKLAM WERMEK İÇİN İLETİŞİM

 
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol